Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Yazar: J. K. Rowling
Türler: Kurgu, Fantazi, Gençlik edebiyatı
Merhabalar.. Lütfen yazıyı sonuna kadar yani alttaki açıklama bölümüne kadar okuyunuz.
Arkadaşlar şöyle ki ben Harry Potter serisini okumaya geçtiğimiz yıl başladım. Daha önceden başlamayı dilerdim. 'izlemeden önce okumak' gibi prensibine sahip olduğum için henüz serideki okumadığım kitapların filmini izlemedim. Tabi seriye başlamadan önce karakterleri az da olsa tanıyor, biliyordum. Seriye yeni başlayacaklara sesimi duyurabiliyorsam şunu söylemeliyim. Kesinlikle ilk önce izlemeden okuyup; o sahneleri, ayrıntıları zihninizde kendi hayal dünyanıza göre canlandırın. Hele ki benim gibi spoiler yemeden okumaya başladıysanız o hazzı hiçbir şey vermiyor. Seri müthiş güzelliklere sahip. Benim tabirimle " O kadar güzel ki ağlamak istememe sebep oluyor." Seri, ilk iki kitapta 'çocuk kitabı' hazzı verse de 3.kitapta yavaş yavaş daha çok ilgi çekici ve sürükleyici hal almakta. Açıkçası yazarın oluşturduğu bu büyük, örtüşen, kusursuz ütopyayı ben kendi hayal dünyamda, zihnimde oluşturamazdım. Zümrüdüanka Yoldaşlığına tam 7 gün önce başladım ve 1114 sayfayı dün bitirdim. Açıkçası o kadar sayfayı yoğun vakitte bu kadar kısa sürede nasıl okudum şaşkınlık içerisindeyim. Günde 350 sayfa civarı okuduğum da oldu, bazı günler hiç okumadığım da oldu fakat genellikle günlük 100 sayfayı rahatlıkla aştım. Öncelikle söylemeliyim ki olay örgüsü gerçekten başarılı ama bir süre sonra olayları takip ederken karıştırdım. Kitapta sıkıldığım tek bir satır hatırlamıyorum. Şunu söylemeliyim ki kitabın sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın ki serinin zaten kolaylıkla akıcı bir şekilde okunduğunu biliyorsunuzdur. Her gün okumak için kitabın kapağını açmadan önce üşenmek gibi bir sorunum vardı. Ama bir kere açıp başlayınca sayfaların hızla akıp geçtiğini ve o üşengeçlikten eser kalmadığını göreceksiniz. Yazarın dili, yazış biçimi ve çevirmenin temiz kusursuz çevirisi sayesinde sayfalar akıp gidiyor. Kitabı okurken kendinizi verdiğinizde -ki hayranlıkla okumak ayrı bir tat- sayfalarda tanık olduğunuz duyguları kendiniz yaşarken buluyorsunuz. Yeri geldi yüzümde defalarca tebessüm oldu yeri geldi -daha çok kitabın sonlarına doğru- göz yaşlarımı tutmam imkansız hal aldı. Bir şekilde kendinizi kitabın içinde buluyorsunuz. Hele ki okurken bir yandan da Hedwig's Theme dinliyorsanız -serinin büyük bir kısmını öyle okudum- duygularınız coşuyor ve 'Büyük adam Dumbledore!' nidalarıyla Hogwarts'a uçma isteğinizi bastırmanız imkansız hal alıyor.
Şimdi gelin kitaptaki olaylar hakkında konuşalım.
!!!!DİKKAT SPOİLER!!!!
Kitabın başında sonlara doğru yaşanacak olayları fazlaca tahmin edememiş olduğumu fark ettim. Kitaba başlarken Petunia Teyzenin Harry'nin anlattıklarını dinlediği ve gelen çığırtkanı açtıktan sonraki davranışı beni hayli şaşırttı.
Daha sonra birden bire Zümrüdüanka Yoldaşlığı Karargahı ortaya çıktı. Karargahta oldukları süresince gelen kısmı okurken gergin bi moda bürünüyorken Black ailesinin anlatılışını dikkatle okudum. Kreacher konusunda ise kıllanmakta haklıymışım.
Yeni bir karakter Laklak Lovegood yani Luna Lovegood. Heyecanla beklediğim bir karakterdi. Keşke biraz daha fazla yer alsaydı.
Gelelim şölene başlarken Hagrid'i arayışıma ve kulübesinde olmayışı falan. Geri dönüşünde gayet meraklıydım. Dev kardeşi olan Grawp'ı duyunca heyecanlandım.
Yeni karakter Hogwarts müfettişi Dolores Umbridge. Çoğu yerde Umbridge'e karşı sinir krizleri geçirdim. Sonunu hak etmişti, cezasını buldu!
Kitapta etkilendiğim bir bölüm ise Harry'nin Severus Snape'in odasında Düşünseli'nde tanık olduklarıydı. James ve Sirius'un davranışlarına gerçekten öfkelendiğimi hatırlıyorum.
Kitabın sonlarına doğru D.O. ifşa olduğunda yani Dumbledore görevden alınıyorken kaçtıktan sonra uzun süre geri dönemeyecek diye korktum. 'Büyük adam Dumbledore!'
Fred ve George'a gelirsek yine müthiş bir planla karşımızdaydılar. Kendi şaka dükkanlarını açmalarının vakti gerçekten gelmişti.
Bu kitapta Ron ve Hermione daha bir farklıydılar. Ron'un Quidditch takımına katılması... 'Kralımızsın Weasley!' Hermione'nin müthiş zekası ve planları... Ne de olsa 'be like Granger'.
Esrar Dairesinde Harry'nin cesareti ve Sirius'un ölümü. Eğer Harry'nin ailesinden arda kalan tek üyelerin Petunia Teyze ve vaftiz babası Sirius Black olduğunu düşünürsek, Sirius'un ölümü Harry'i derinden yaraladı. Ailesinden sona kalan bu kişiyi kaybetmesi... Söylenecek söz yok. Filmde Sirius ölürken Lupin'in Harry'e sahip çıkma sahnesini izlemek için sabırsızlanıyorum. R.I.P. Patiayak.
İki gün içerisinde filmi izleyeceğim. Serinin 6.kitabına, okumam gereken 4-5 kitaptan sonra başlamayı planlıyorum.
...........................................................
Bu benim blogdaki ilk yayınım ve bu yazma işine yeni başladım. Gerçekten heyecanlıyım. Yazı boyunca yazım kuralları ve noktalama işaretlerine önemle dikkat ettim. Kitap yorumumu okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Eğer siz de okuduysanız lütfen yorumlarınızı buradan veya bookstagram üzerinden bırakmayı unutmayınız.
Öneri ve sorularınız için bana yazabilirsiniz.
Beni tanımak için linke tıklayınız: https://instagram.com/p/BB2gIaglzoX/
İletişim bilgileri;
-Mail: seymanur.usta.123@gmail.com
-Bookstagram: instagram.com/seymaisreading
-Twitter: twitter.com/SeymaBuffay
-İnstagram ve snapchat: @tambirseym
#TarihteBugün Edebiyatımızın değerli yazarlarından Sabahattin Ali (1907) doğdu.